Zeki Genç’in Bereketli Şiirleri

Burhanettin AKBAŞ ve Zeki GENÇ

Kayseri’nin Mimarsinan Beldesinden olan Şair Zeki Genç, 2006 yılında başladığı Gözü Yaşlı Şair Kurtuluş adlı şiir kitabı serisinde beş yılda yedinci kitabı da çıkardı. İnanılacak gibi değil. Kurtuluş 8’in de yolda olduğunu öğrendik. Erciyes TV’de Kitabistan programına konuk olan şair, Kurtuluş serisini 10’a kadar götüreceğini ve sonra da bu 10 kitaptan bir seçki yapacağını söylüyor.
Şiir kitaplarının neredeyse hiç satmadığı günümüzde Zeki Genç bu işi nasıl başarıyor dersiniz. İlk kitaplarını Mimarsinan Belediyesine bastırmıştı. Sonradan sponsorlar vasıtasıyla kitaplarına yenilerini eklemeyi başardı.
Zeki Genç, oldukça da gönül ehli bir insan… Başkan Özhaseki’nin kendisine “Şiirlerin çok güzel değil ama kitabının kapağı çok güzel olmuş.” Dediğini nakletti. Şair, bu sözden duyduğu memnuniyet sonucu kitaplarına hep aynı kapağı yaptığını anlatıyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e Kurtuluş 6’da “Gül Baba” şiirini yazmış. Bu şiiri cumhurbaşkanına kadar ulaştırdığından bahsetti.

Şiirlerinin çok büyük bölümü geleneksel halk şiiri örneklerine benziyor. Serbest tarzda çok az şiiri var. Serbest şiirde zorlandığını ifade etti. Halk şiiriyle içindeki çok daha güzel  ifade ettiğini belirtiyor. Kayseri bölgesindeki şairlerin büyük bölümü de böyledir. Yani geleneğin devamı olarak halk şiirini benimsiyorlar, gücü yetenler de hece ile şiirler yazıyorlar.
Kurtuluş’un (Zeki Genç) şiirlerini beğenenler de olur, beğenmeyenler de… Ama şuna dikkat edilmelidir ki, Zeki Genç, kendini bu derece ifade etmeyi başarmış bir insan. Duygularını samimi olarak dile getiriyor. Hecenin ve kafiye düzeni kurmanın her zaman için kolay işler olmadığını söylemeliyim. Öyle olduğu için de :
“Kayseri’de etli mantı
Üzerine krem şanti” dediğiniz zaman sırf kafiye için söylenmiş olan bu söz (krem şanti) orada hiç de şık durmayacaktır.  Yani halk şiiri ile şiirler yazmanın zorluklarını da dikkate almak zorundayız.
 Zeki Genç, şiir serüveninde bıkmadan usanmadan yoluna devam ediyor. Kimseyi de ölçü olarak almıyor, kimseyle de yarışmıyor. Kendi kendine çizdiği yolda aynı tarzla devam edecek gibi. Lakin, ben kendisinden serbest şiire ağırlık vermesini özellikle istedim. Çünkü, şairler sürekli kendilerini tekrar ettikleri zaman bu hoş olmaz. Şiir bu… Kiloyla satılmıyor ki şundan iki kilo ver diyesiniz. Farklı tatları arıyor insan… Farklı usuller denensin istiyoruz açıkçası.
Şairimizin lirik yönü ise vatan duygularını anlattığı vatan güzellemeleri ile belirginleşiyor:

Kemal Atatürk’ün mavi gözüsün
Yeşil gözlü sevdalımsın Türkiyem
Engin gökyüzünün ay yıldızısın
Kan kırmızı bayrağımsın Türkiyem

Coşkun denizlerin berrak suyusun
Kara gözlü yârim Anadolusun
Kalbin sevgi dolu, cennet yolusun
Kutsal vatan toprağımsın Türkiyem

Ben Zeki Genç’in yerinde olsam, şiirlerin sayısal bir değer olmadığını düşünerek daha az şiir yazardım ama o şiirlere de ciddi manada eğilirdim. Çünkü, şiirler üzerinde ciddi bir emek harcanırsa neler yapabildiğini gösteren güzel örneklerini kitabında görüyoruz.
Sanatçının asıl görevi, yarınlara kalabilmenin telaşını yaşamaktır. Bunun yolu da güzeli yakalamaktan geçiyor, yani her şey estetikte gizlidir. Birkaç şiirle dahi olsa bu çıtayı geçmek her şairin boynunun borcudur aslında.
Zeki Genç’in tiyatrocu tarafı ve Hasan Nail Canat ile birlikte oynadığı oyunlar da Kayseri’nin edebiyat tarihi açısından da ele alınmalıdır diye düşünüyorum.
Zeki Genç’i Kayseri’nin çalışkan ve verimli bir sanatçısı olarak kutluyorum. Başarılarının devamını diliyorum. 
S.Burhanettin AKBAŞ / Kayseri Akın Günlük

Yorumlar