"Irmak dediğin bir dağa tırmanmalı önce"


1956 yılında başlayan yaşam öyküsüne Ayhan Gülsoy bugüne kadar, beş kitap sığdırdı. 1978'den sonra yayımlamaya başladığı şiirleriyle edebiyat dünyasının ilgisini çekerek 'sesini bulmuş şair kimliğinde göründü'  Ayhan Gülsoy. Yarım Söz (1980), İçimi Güne Serdim (1982), Bulurum Seni (1985) tam vaktinde toprağa düşmüş üç kitap idi. Sonra bir sessizlik oldu. Hem de büyük bir sessizlik…  12 yıl sonra Canım Güneş (1997) ile bozuldu suskunluk. Nihayet 2011’de “Niçin Atatürk” katıldı kitap dünyasına.
Ayhan Gülsoy, Hakimiyet Sanat’ın üç evre olduğunu söyler.  Gülsoy, ikinci evrede Hakimiyet Sanat’ta yer almıştır. Üçüncü evreyle de sürdürür  yazı hayatını. Bu dönemde Hakimiyet Sanat, gazete sanat ve edebiyat sahifeleri ile kentin edebiyatına büyük katkı sağlamıştır. Bu sanat sahifeleri Mehmet Çağlıkasap tarafından yönetilmiş, Abdulkadir Budak, Ahmet Ada, Ayhan Gülsoy ve Doğan Ümit Aksel’in sanat çalışmaları, diğer çevre illerdeki katılımlarla da dönemin sanat sahifesi olmuştur. Yine bu dönemde Ozanca ve aday kitaplar eserleri okuyucuya sunulmuştur.
Aslında Gülsoy’un eserlerinin yayınlandığı saha sadece bu iki yayına indirgenemez. Hakimiyet Sanat, Somut, Edebiyat Cephesi, Türkiye Yazıları, Dönemeç, Varlık, Türk Dili, Yarın, Milliyet Çocuk dergilerinde ve çeşitli gazetelerde eserleri yer alır.

 “Kayseri Kayseri” şiirinde:

Adımı şaire çıkaran bir Kayseri bulun bana
Şiir yazmayı bırakmış dostlar da olsun içinde

Diyor ya Abdulkadir Budak, işte “şiir yazmayı bırakmış dostlar” derken bunlardan biri de Ayhan Gülsoy olsa gerek… Gerçi Gülsoy’un şiiri bırakmadığını Varlık dergisinde yayınlanan şiirlerinden biliyoruz ama Abdülkadir Budak gibi şiire ömrünü adamış bir şairin böyle demesi de gayet normal bence. Budak’ın çıkardığı “Sincan İstasyonu” Gülsoy’un son dönem eserlerinin yayınlandığı yer olur.

Irmak Dediğin

Irmak dediğin bir dağa tırmanmalı önce
Görmeli yüksekten ovayı, ağacı, insanı
Yeter be demeli hep siz baktınız tepeden
Ben yukarıda olayım siz aşağıda biraz
Kaçıklığınız, uçukluğunuz yeter be!

Kızılırmak kolaylıkla yapabilir bunu
Kayseri'den geçerken neden çıkmasın Erciyes'e
Neden fidayda oynamasın Ankara'da
Yolu düşmüşken keşke uyarsa birilerini orada
Bilgiçliğiniz, büyüklüğünüz yeter be!

Sonra süzülse gökyüzünde Kızılırmak
Çocuk kirpiklerinden kanat yaparak kendine
-Çocuklar ki en namuslu yurttaşları bir ülkenin-
Seslense sürekli uyuyan kim varsa onlara
Donukluğunuz, tutukluğunuz yeter be!

Çatlak avuçları, ıslak alınları öperek
Bolu tünelinden geçip İstanbul'a varsa Kızılırmak
Göremeyince denizi, ormanı, hele insanı
Bir tokat vursa saklı yüzlere İstinye'de
El çabukluğunuz, yamukluğunuz yeter be!

Ayhan Gülsoy


Seve Seve

Kırılsa da her dalı
Büyümeli bu fidan
Çiçek açmalı
Su ver sevdiğim

Dağların kucağındaki yol
Uzun sarp
Kurumasın dilim damağım
Öpüver sevdiğim

Giderim gam değil
Ardımdan gelenim var
Çıkınıma ekmek koy
Varsın dolansın yollar

İçimde yıllardır sakladığım
Bir çift oyun havası
Elbet dönecek bir gün
Karanlığa karşı

Ayhan Gülsoy

Yorumlar