Kayserili Şair İsmail Adil Şahin’in Şiiri, Sarıkamış’ta Şehitler Abidesine yazılmış

İsmail Adil Şahin, Kayserimizden yetişen günümüzün en değerli şairlerinden biridir. Onu “Yalan Yarim” ve “Giz” adlı şiir kitapları ile Kayseri tanıyordu. Gün geçmiyor ki büyük ustanın adını ölümsüzleştirecek şiirleri ile karşılaşmayalım. Sarıkamış Belediyesi’nin bastırdığı takvimde karşılaştığım “Beyaz Ölüm” isimli şiiri, aynı zamanda Sarıkamış’ta şehitler abidesine de yazılmış. 1. Erciyes Şiir Günlerinde Şahin’in kendi sesinden dinlediğimiz bu şiir, bende Akif’in Çanakkale’sini okuyormuşum hissi uyandırıyor. Nasıl ki Akif, bu şiiriyle Çanakkale’yi ölümsüzleştirdiyse, İsmail Adil Şahin de bu şiiriyle Sarıkamış’ı ve kendisini sonraki nesillere taşıyacağının haberini veriyor. Ellerine sağlık büyük usta, sana da bu yakışırdı. Büyük Usta İsmail Adil Şahin Bey`in Beyaz Ölüm (Sarıkamış) şiiri:
BEYAZ ÖLÜM (SARIKAMIŞ)

Şu dağlar var ya, dağlar; Sarıkamış Dağları:
O dağlarda örüldü nice ecel ağları.

Soğanlı'dan cennete kalkıyor diye tren,
Doksan bin yiğit gelmiş Sivas'tan, Kayseri'den...


Daha çocuk yaşında körpe körpe kuzular,
Düşmüş gelmiş yollara, yetim kalmış arzular

'Allahü ekber' derken gür sesiyle bir ordu:
Allahüekber Dağı soğuktan yanan kordu.

Çekilmeden kılıçlar, atılmadan kurşunlar,
Var mı böyle bir kader hepsi şehit olsunlar?

Doksan bin yıldız söndü, dünya tersine döndü
Sarıkamış Dağları ak bir yasa büründü.

O erleri ne savaş, ne ölüm korkuturdu
Buz gibi kurşunlarla onları kader vurdu.

Bu yiğitler yaşarken zamansız bir mahşeri
Sarıçamlar seyretti bembeyaz ölümleri...

Kefenleri ak kardan, tabutları saf buzdan,
İçtikleri Kevser'in doldurduğu havuzdan.

Yas tuttu bu kadere dağlar, taşlar, ovalar,
Ayrılık acısıyla mahzun kaldı yuvalar

Milyonla öksüz, yetim, dul bırakıp ardında
Hakk'a yürüdü erler, kılıçları kınında.

Milletimin her ferdi bu hicranla ağladı,
Ölen her bir can için, nice canla ağladı.

Şehide ağlamaya yeter mi gözyaşları?
Bunca yıl kıyamdadır buzdan mezar taşları

Ben 'öldüler' desem de, Yaradan 'ölmez' diyor
'Onlar yaşamaktalar, insanlar bilmez' diyor.

Affet bizi Allah'ım, 'şehitler ölmez' elbet
Ebedi mutluluktur, diriliktir sehadet.

Mukaddestir şüphesiz vatan, bayrak, din, namus...
Bu yolda ölüm bile değil mi 'şeb-i arus'?

Hangi ırk, hangi boydan burada yatanımız?
Korunacak mutlaka, namustur vatanımız.

Dillere destan olan ne tarihler yazmışız,
Kefensiz gidenlere buzdan mezar kazmışız.

O savaşta ölenler bugün cennet yurdunda,
Hala dimdik duruyor vatanın da ordun da.

Ey şehitler ordusu, ey yiğitler, ey canlar!
İncitmesin sizleri duyduğunuz figanlar.

Hala ruhunuz gezer göklerinde bu yerin
Hatırlatır bizlere cilvesini kaderin.

Sizi selamlar her gün tül tül, al mor bulutlar
Ve Allah'ın elçisi şefaatiyle kutlar

Cennette köşkler sizin, mezarlar bizim için
Yavuklunuz kaldıysa, cennetten huri seçin.

Sarıkamış bizimdir ve bizim kalacaktır,
Dünya durdukça Türk'e anayurt olacaktır.

Şu dağlar var ya, dağlar; Sarıkamış Dağları!
Bu dağın şehitleri kıskandırır sağları.

İsmail Adil Şahin

Yorumlar