Atiye Güner Tümüklü’nün imza gününde Kıvılcım Yayınevi doldu taştı.

Yıllar yıllar öncesiydi. Bizlerin daha dünyanın ne olduğu ve ne olabileceği hakkında çok fazla bir şeyler bilmediğimiz yıllarda bir Türkçe öğretmenimiz vardı. Çok güzel giyinirdi. Asil bir duruşu vardı. Saç yapısı, ses tonu, mimikleri çocukluk hafızamıza adeta kazınmıştı. Bizler daha yöresel konuşmanın etkisinden kurtulamadığımız yıllarda o, Türkçeyi enfes kullanıp mükemmel bir örnek teşkil ediyordu. O öğretmenimizin adı Atiye Güner TÜMÜKLÜ idi.
Yıllar sonra Edebiyat öğretmenimizle bir araya geldik. 24 Mart Cumartesi günü Kıvılcım Kitabevi böyle bir kalabalık görmedi sanıyorum. Yani uzun zaman hafızalarda kalacak bir imza günü oldu. Edebiyat öğretmenimiz Atiye Güner Tümüklü, yaşadığı İzmir şehrinden kalkıp Kayseri’ye gelmişti. Hem de “Zenginden Kaparo” isimli hikaye kitabının tanıtımı ve imza günü için buradaydı. Üç saatlik programı dolu dolu geçirdi. Okuyucuları,  öğrencileri ve Bünyan Dostları inanılmaz bir güzellik sundular.

 Aradaki yılları söylemeye dilim varmıyor ama öğretmenimiz bizi görünce isimlerimizle hitap etti bizlere. Onu görünce her biri birer ödül almış o güzelim hikayelerini konuşmayı umuyordum ama o kadar kalabalıktı ki emin olun konuşma imkanı hiç olmadı.
Türkçeyi ve Edebiyatı bizlere sevdiren nitelikli bir öğretmenin hikayelerini kitaplaştırmaya karar vermesi ve bizlerin karşısına kitabıyla çıkması bence çok önemliydi. Öğretmenimiz zamanın ötesine ellerini uzatmıştı besbelli. Bu hikayelerin bir sonraki yüzyıla taşınması ve adını ölümsüzleştirmesi her yazar gibi onun da ufuk penceresine oturmuştu. Bizi şair yapan, bizi yazar yapan zamanın ta kendisidir. Zamanla nasıl bir yarış yaptığımızı bilenler bilirler. Zamana direnmek beden için imkansızdır ama sanat eseri için imkansız diye bir şey yoktur.
Edebiyat öğretmenimin imza gününden gurur duydum. Ben de bir edebiyat öğretmeniyim. Bugün 14 kitap sahibiyim. Biliyorum ki her birinde anam kadar, atam kadar, okuduğum kitaplar, dergiler, gazeteler kadar, hatta onlardan çok daha fazla öğretmenlerimin payı  var. Hele hele eli kalem tutan öğretmenlerimin payı asla inkar edilemez. O yüzden öğretmenimin kitabını hepinize tavsiye ederim. Çocuklarınıza okutun, kendiniz okuyun. Çünkü, bu kitap bir edebiyat öğretmeninin elinden çıkmıştır ve hangi çocuğa, hangi gence el vereceği hiç belli olmaz.
S.Burhanettin AKBAŞ

Yorumlar