Türk Romanına Kayseri’den bir nefes: Abdullah AYATA


Abdullah Ayata, 1958 yılında Kayseri’de doğdu. Şıhbarak İlkokulunu ve Tomarza Ortaokulunu bitirdikten sonra Malatya Akçadağ Öğretmen Okulu ve Gazi Üniversitesinde öğrenim gördü.
Adıyaman, Erzurum, Giresun illerinde çeşitli yıllarda öğretmenlik yaptı. Halen bu görevini Kayseri ilinde eğitimci olarak sürdürmektedir. Evli ve dört çocuk babasıdır.
Abdullah Ayata’nın Altın Kitaplar arasında çıkan  ilk eseri “Anılarda Son Ermeni”, bizlerde oldukça güzel tatlar bıraktı. Kendisiyle beraber bu heyecanı bizler de yaşadık. Abdullah Ayata’nın bu eserinin Altın Kitaplar gibi Türkiye’nin oldukça önemli bir yayınevi tarafından basılmış olması da aynı zamanda bizleri gururlandırmıştır.
Abdullah Ayata, Türk Romanına çok iyi bir başlangıç yapanlardan biri oldu. “Anılarda Son Ermeni” romanı çok güzel bir ilgi uyandırdı, eleştirmenlerden olumlu görüşler aldı. Aslında en zor olanı ilk roman (ilk eser) gibi gözükür bir yazar için ama bence böyle önemli bir eser koyduktan sonra devamını getirmek daha da zordur. Ayata, 2004 yılında Son Ermeni ile okuyucunun karşısına çıktıktan sonra 2006 yılında “Kartallar Kafese Sığmaz”, 2008 yılında “Horkut” ve 2009 yılında da “Keşke O Deli Ben Olsaydım” kitaplarıyla çıktı ve başarısının tesadüfi olmadığını kanıtladı.
Geçtiğimiz günlerde telefonla görüştüğümüz Abdullah Ayata, son kitabı “Keşke O Deli Ben Olsaydım” romanının beş bin baskıyla yeniden okurların karşısına çıkacağını söyledi. Buradan aziz dostumuzu, ağabeyimizi şimdiden tebrik ederken kültür ve sanat dostlarına da duyurmak istedim.
Tabii ki Abdullah Ayata’nın romanları kendi yaşadığı olaylarla ve çevresiyle yakından ilgilidir. Kurguladığı birçok olayın kendi hayatından izler taşıdığını ve bizim çevremizle ilgili olduğunu biliyoruz. Özellikle “Son Ermeni” romanının senaryolaştırılması ve sinemaya aktarılması için çabaların da yürütüldüğünü duymuştum. Özellikle 2015 yılında Ermenilerin 1915 olaylarını hedef alarak çok büyük bir propaganda faaliyetine gireceklerinin duyumunu alıyoruz. Bu işte de en önemli sektör olarak sinema ve kitap sektörünü kullanacaklar. Keşke Kültür Bakanlığımız, devletimiz ya da TRT’miz, bunu hedef alarak şimdiden 2015’e hazırlık yapsa ve başta “Son Ermeni” kitabı olmak üzere, bu alanda yazılmış kitapları yeniden bassa ve sinemaya aktarmanın yollarını arasa. Çünkü, kitap ve sinema, artık insanların hayatında çok önemli. Özellikle sinemanın gücü, bugün çok daha iyi anlaşılması gereken bir güç… Sadece kendi ülkenize dönük film yapmanız da yetmiyor. Küçülen dünyada, bütün dünya insanını hedef almanız gerekiyor.
***
Üstat Necip Fazıl Kısakürek: “Fransa’da her lise öğretmeninin bir kitabı var. Oysa bizdeki birçok üniversite profesörü dahi kitapsızdır” dermiş. Şimdi görüyorum ki başta Abdullah Ayata olmak üzere daha birçok eğitimci yazarımız adeta Üstat Necip Fazıl’ın bu serzenişini duymuş gibi, eserleriyle bütün topluma katkı sağlayarak Türk Diline ve Türk Edebiyatına hizmet etme yarışına girmişlerdir. Bu konuda Ayata’nın şahsında hepsini kutlamak isterim.
***
Abdullah Ayata’nın romanları:
1. Son Ermeni (2004)
2. Kartallar Kafese Sığmaz ( 2006)
3. Horkut ( 2008)
4. Keşke O Deli Ben Olsaydım (2009)


Yorumlar