ANA = KADIN / Atiye TÜMÜKLÜ


ANA = KADIN
     


                    “Ne Cenneti merak ediyorum
                    Ne de Cehennemi
                    Çünkü ben annemi gülerken de gördüm, ağlarken de...”
                           Özdemir ASAF
            Şair'e sormuşlar: “Neden hep babanıza şiir yazıyorsunuz ?”
            Üstat vermiş yanıtını: “Anneme olan sevgimi yazacak kadar şair değilim de ondan.”
            İyi de şiirin bile anlatımda yetersiz kaldığı ANA, yaygın söylenişiyle ANNE kimdir?
            Anne: Memeliler ailesinden insan. Latince adıyla “Homo Sapiens.”"Akıllı insan" veya"bilen insan". Bu da anatomik olarak 200.000 yıl önce Afrika'da ortaya çıkmış ve modern davranışlarına 50.000 yıl önce kavuşmuştur. Dik duruşa, görece gelişmiş beyine soyut düşünme, konuşma ve  dil kullanma yeteneğine sahiptir. Erkek ve dişi olmak üzere iki cinstir.
            Homo Sapiens denilen türün dişisi, buna kadın denir. Erkekten farklı ve üstün özelliği- doğurma yeteneği- bulunmaktadır. Gelgelelim her iki cins aynı yolla dünyaya geldiği halde ayrım, doğumla başlar. Haksız ayrım her iki cins tarafından ortaklaşa yapılır.   
             O ilk an, Dünya nüfusu bir kişi daha artarken ortalığı soğuk bir sessizlik sarıyor, bekleyenlerine verilmek üzere müjde cümleleri eksiltili kalıyorsa, bilin ki dünyaya gelen, ileride ana olacak kız bebektir.
             Aslı kadın olan ananın bir başka ünlü şaire göre tanımı:
               Korkunç ve mübarek elleri,
         İnce, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle,
        Anamız, avradımız, yârimiz.  
        Ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen.
        Ve soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen kadınlarımız...”
                                          NAZIM HİKMET”
               Ana: Kadın:
               Yöresel özellikler mahalle baskısının yoğun olduğu yörede daha baskın olmak üzere yasaların koruyuculuğu hiçe sayılarak eğitim ve eş seçme hakkı elinden alınandır.
               “Kocaya itaat kadının en birincil görevidir” diye evlilik eğitimi verilenlerdir.
               Toplunun içinde kocalarından açık şiddet gören, terk ettikleri ve boşandıklarında kutsal yaşam hakkı elinden alınıp acımasızca öldürülen, ölüm korkusuyla yaşayanlar.  
               “Dövülüp öldürülürken çıkan canhıraş çığlığı duyanların aile içi sorun sayıp aldırmadığıdır.
               Tecavüze uğrayan kadını “iş yükü zaten çok fazla bir de bu konuyla uğraşmayalım, ” denilerek tecavüzcüsüyle evlendirilendir. Ve bunu Avrupa’dan getirilen bir kavramla adlandırıp sosyal, hukuksal, insani ayıba bilimsel sıfat eklenilendir. 
               Ekonomik özgürlüğü olmadığından mahkemede hakkını arayamayan, açtıkları boşanma davası sürüncemede bırakılıp çabuk sonuçlandırılmayanlar...
               Adına “Kadını Adı Yok” adlı kitaplar yazılandır.
               Şehit cenazelerinde en çok içi yanan, sadece gözü değil özü ağlayan, isyanını dile getirirken doğruyu söyleyendir.
             Bakabilecek misin denilmeden, sağlığı düşünülmeden üç çocuk doğurması istenendir.  
               Anayasasında sosyal bir devlet olduğu yazılıyken, şiddet gören bir kadına en hızlı biçimde yeni bir hayat kurmasına sağlanmalıyken düşüncede kalanlardır.
               Devletin yetkili ve etkili kurumlarından “yanındayız, zoru zorluğu birlikte aşacağız” açıklamaları yapılıp arkası getirilmeyenlerdir
               Her birey aynı “adalete erişim ve yaşam hakkına” sahip olduğu garantisi verilmeyen, verilmiş olanlardan haberi olmayandır.
               Demokratik hak olan bilinen gösterilere katılınca polisten en çok dayak yiyen saçlarından yerlerde sürüklenendir.
               Kadının adından korkan erkek egemen zihniyetlerin, aile içine sıkıştırıp emeğinden çalmaya, onu yok edilmeye çalışılanıdır.
                Şiddetle sevgiyi bir araya getirilenlerin işledikleri cinayetlerle günde üç kurban verenlerdir. 
               Sevgisi uğruna can alanlar, şiddet eğilimde ve kronikleşmiş şiddet sorununun olanlar!
               Konuda algı, duygu bakış açınızı değişmedikçe, hayatımızın her alanı saran şiddet sarmalını kırmadığınız süreçte yılda bir gün değil her gün analar günü kutlasanız boşuna. Bu günde sakın ola ananızın sağsa yanına, ölmüşse mezarına gitmeye kalkmayın. Çocuklarının anasına, yârine, sevdiğine zulüm yapan döven öldürenlerin aslı kadın olan anası da olmaz.
NOT: Yazdığım makaleyle yaptığım eleştiriler, içi insan sevgisiyle dolu, eşine evine çocuklarına bağlı, hümanist düşünceli, yapılan haksızlıkları onaylamayan erkeklerimize değildir. Yarası olanlar gocunsun. 
  ATİYE GÜNER TÜMÜKLÜ                           2013 TORBALI

Yorumlar