KÜLTÜR
YAPTIRIMLARI
Hasan TÜLÜCEOĞLU
Bilimsel
çalışmalar devamında ortaya koyduğu sanayi ve teknoloji sonrasında dünya gücünü
eline geçiren Batı dünyası, maddi görünümdeki üstünlük saikiyle kültürünü tüm
insanlığa kabul ettirip adeta tüm dünyaya kendi kültürünü dayatmıştır.
Başlangıçta
eğitim, şimdilerde medya diye isimlendirdiğimiz basın yayın, kültür sanat ve
edebiyat yoluyla tüm dünya kültürlerini Batı kültürü, adeta ele geçirip işgal
etmiştir.
Bu
yolla zihinler görüşler fikirler hayat anlayışları ve yaşam tarzları
değiştirilmiştir. Anadolu’nun Türkleşmesinden bu yana Osmanlıyla zirveye
ulaşmış bir din toplumuyken Batı kültürünü edinmeye başat bu hasletimizden
yavaş yavaş uzaklaşmışızdır. Öyle ki yakın zamana kadar bu özelliği(din
toplumu) dile getirenler mürtecilikle suçlanmışlardır. Din ve din adamları
eğitim mekanlarında çağ dışı, gerici olarak suçlanırken kültür sanat edebiyat
eserlerinde hep alay konusu edilmişlerdir. Bu yaklaşımı hala görebilirsiniz.
Devlet
yönetiminin din toplumu zaviyesinde hassas olduğu zamanlarda o günler Osmanlı
içinde olması imkansız ama Avrupa’da ortaya konulan veya konulması düşünülen İslam
dinine saldıran veya alay eden tiyatro eserleri devlet yönetiminin uyarısıyla
durdurulurken sonrasında bu hassasiyetimiz neredeyse ortadan kalkmıştır.
Zira
artık yüzlerce yıldır edindiğimiz din toplumu değerlerimizi Batı kültürünün
yaptırım etkisiyle hızla kaybetmeye başladık hatta kaybettik. Bu hassasiyeti
dile getiren çalışmalarda maalesef her zaman sınırlı kalmıştır.
Kendi
tarihimiz bile kültür, sanat, edebiyat hatta medya yoluyla Batı kültürü
yaklaşımıyla kendi aydınımız tarafından olumsuzlaştırılmaktadır.
Buna
en güzel ve güncel örnek olan ‘muhteşem yüzyıl’ dizisi bir cemaat liderinin
eleştiri ve uyarısına kulak asmazken bir Başbakan’ın açık eleştirisine rağmen
hala aynı formatta devam edebilmektedir.
Güncel
yaşadığımız ‘gezi’ olaylarının oluşum alt yapısını da kültür yaptırımları kodlarında değerlendiriyorum.
Osmanlı
toplumu ve öncesi, toplumun ruhuna işleyen din ve dini, manevi değerler bugün
bir anlamda tersine olarak Batı kültürü lehine seyreder görünmektedir.
Maalesef
diğer İslam toplumlarında da benzer özellikler geçerlidir.
Sadece
manevi açıdan değil maddi ve ekonomik açıdan da Batı ve Batı kültürü tüm
dünyaya hakim. Dünyanın her yerinde Batının üretip sunduğu ürünleri, tüketim
çılgınlığı alıp başını yürümüştür. Bu zaviyede parasal boyut düşünüldüğünde
Dünya adeta Batıyı beslemektedir. Sanayi ve teknoloji ürünlerine sahip olma
adına adeta Batı dünyası için çalışıyor gibiyiz.
‘Ama
Japonya ve Çin’ itirazi ifadelerini der iseniz onlar zaten Batı teknolojisini
üretiyorlar.. Hiçbir teknoloji ürünlerine kendi kültürlerini yansıtamamışlardır.
Bizden daha fazla Batı kültürü etkisindedirler.
Umutsuz,
olumsuz bir tablo çizdiğim düşünülmesin. Batı kültürüne maruz kalmışta olsa
Anadolu insanının ifadesiyle ‘ölümden başka her şeye bir çare vardır’.
Yorumlar
Yorum Gönder