DOCTOR STRANGE’DE ÖNGÖRÜLEN SPİRİTÜEL DÜNYA
Hasan
TÜLÜCEOĞLU
Fantastik Dörtlü, Örümcek Adam, Hulk, Kaptan Amerika gibi çizgi romanların
yayımcısı Marvel Comics şirketinin bu serilerden hareketle son yaptığı üç
boyutlu film Doctor Strange.
Salonda hep gençlerin ve çocukların bulunmasının nedeninin önerime
rağmen benimle gelmeyen oğlum Faruk’un önceden uyarısı üzerine bu seriden
kaynaklandığını anladım.
Ama aslında gençler ve çocuklar yanılmışlardı. Önceki serilerde
gördüklerine aykırı olarak aslında film onlar için fazla felsefiydi. Dövüş
sahneleri çok güzel, hoş ama filmi anlamak için derin bir zihin çabası göstermeliydiler
gençler ve çocuklar.
Başarılı, tam donanımlı modern bir hastane görüntüleri ve
hastane çalışanlarının başarılı görselleriyle başlar film.
Doctor Strange, kariyerinin doruğunda, birazda egoist ve
kibirli konum içerisindedir. Geçirdiği bir elim kaza ile kibrinden olmasa da
kariyerinden olur. Zira beyin cerrahı olan Doctor Strange artık parmaklarını
oynatamamaktadır.
Modern tıp Doctor Strange’e kesinlikle bir çözüm
sunamamaktadır. İşte tam bu noktada ülkemizde alternatif tıp olarak güncelde
dillendirilen spiritül tedavi gündeme gelir.
Doctor Strange modern tıbbın çözüm bulamadığı benzer bir
hastanın Nepal’de Kamar-Taj denilen yerde tedavi bulduğunu öğrenir. Bu sahnede
alternatif tedavi ve ruh eğitimini konu alan ‘Ferrarisini Satan Bilge’yi
hatırlıyoruz. Burada anlatılan avukatta hastalık ve ruh bunalımına Hindistan Himayalar’da
Hintli bilgelerle çözüm buluyordu.
Burada doğuya işaret önemli. Batı, oluşturduğu yeni
teknolojisine hep kadim doğu bilgeliğini alternatif görmüştür.
Doktor Strange, Kamar-Taj’ı bulur ve asıl hikayede burada
başlar. Buradaki bilgenin ifadeleriyle modern tıp bilgi ve uygulamaları
arasında paralellik bulur Doctor Strange. Fizik alem ve bedenin ötesinde ruh
diye isimlendirilen manevi bir alem, spritüel bir dünya öne çıkarılmaktadır.
Esasta her şey maneviyatta yani ruhta olup bitmektedir. Kişi ruhsal yetilerini
ön plana çıkarır ve irade olarak buna hakim olup iyi yönetirse fizik alemi ve
bedeni de yönetip yönlendirebilecektir.
İslam tasavvufunun öneri ve öngörüsüne benzer bunlar. Tanrı’ya
ulaşma yolunda maddi dünyadan, bedenin hazlarından uzaklaşarak manevi olarak
Allah’a ulaşma yoluna girer insan. Allah’la kurulan ruhsal iletişim
kuvvetlendiği nispette fizik alemi de etkiler ve yönetir. Ruhun manevi
derecelerinde yolculuk, maddiyata ihtiyaç duymadan maddeyi yönetme, bir anda kısa
bir sürede mesafeler kat etme, his ve duyguları fark etme İslam tasavvufunda
gözlemlenmiş gerçeklerdir. Amaç ise ahirete ulaşma gayretinde ruhun öne
çıkarılarak dünyayı da kolaylaştırmadır.
Doctor Strange, kısa sürede beklenmedik gelişmeyle maneviyat
dünyasını tanır ve belirli bir konuma ulaşır. Kadim kütüphane ve kadim
kitaplara yer verilip bunları okuması da hatırlatılarak bu yolda da belirli bir
okuma ve eğitimin gereğine vurgu yapılır. Bu spritüel dünyada üç önemli etkene
sahip olur Doctor Strange: Çember diye isimlendirilen parmaklarına taktığı
yüzük ve bununla elde ettiği ateş çemberi. Bu çember bir kapı vazifesinde onu
bir anda ortamdan ortama, mekandan mekana geçirir. ‘Yükselme Pelerini’ diye
isimlendirilen ona dövüşte her türlü yardımı yapan pelerin. Ve ‘Agomotto'nun
Gözü’ olarak isimlendirilip zamanı bükmek ve bir çeşit zamanda
yolculuk olarak kullanılan özel yeri ve şekli olan göz.
Ancak ruhun dünyası zannedildiği kadar masum değildir. Elbette
orada da kötüler mevcuttur. Kötü ruhların beklenmedik kötülükleri ve planları söz
konusudur. Doctor Strange benzeri bir başkası (Kaecilius) daha önceden tedavi için buraya gelip kötü ruhların lideri
emrine kendi emeli uğrana girip ölümsüzlüğe ulaşma çabasındadır.
Nihayi manevi güç olarak gösterilen, dünyayı ele geçirerek
sonsuz hakimiyetini hedefleyen Dormammu’ya vurgu yapılır. Kaecilius, onun emrinde hareketle ölümsüzlük hedefine ulaşma
gayretindedir.
Maneviyatı temsil eden Hıristiyanlık katedrallerini sonsuz
hakimiyeti adına Dormammu ele geçirme gayretindedir. Filmde üç önemli katedral olarak
öne sürülen Newyork, Londra ve Hong Kong’tan geriye sadece Hong Kong kalmıştır.
Bu şekilde Hıristiyanlığa vurgu yapılarak Hıristiyanlığın ve onun şahsında tüm
dünyanın Doctor Strange tarafından kurtarılması önemli bir ayrıtı ve anlamlı
bir vurgudur.
Ruhlar aleminde, diğer ifadeyle manevi dünyada ruhun
ulaşacağı nihayi nokta hem ruhi alemi ve hem fizik alemi yaratıp yöneten Tanrı’dır,
Yaratıcı olmalıdır. Konunun doğal gidişatında buna vurgu yapılması gerekirken Tanrı
yerinde kötülükler gücü, sonsuz hakimiyeti peşinde Dormammu öne sürülür. Burada Allah adeta yok sayılmakta, onun yerine Dormammu
adında şeytani bir güç konulmakta, insan ruhu ve
onun zekası öne çıkarılarak adeta insan tanrısallaştırılmaktadır. Şayet Dormammu
tanrı olarak ifade ediliyorsa ki böyle bir tanrı
yoksun eksik ve şeytanidir. Üstelik böyle bir Tanrı, en büyük güçle Doctor Strange
pazarlık yapar. Ve zamanın durdurulduğu noktada hep kendini tekrarlayan Dormammu’yu kısır döngüye düşürür ve insan adeta zekasıyla Tanrı’yı
veya şeytani gücü alt eder.
İtirazımız filmin bu noktasınadır. Tanrısızlığı öneren, Allah’ı
unutan, bir maneviyat ve ruh dünyası elbette kabul edilemez.
Filmin görselliğine diyecek bir şeyimiz elbet yok. Teknolojik
imkanlarla harika bir görsellik ve harika efektler ortaya konmuş. Sırf bu
görselliği görmek için bile film izlenilir. Aynı şekilde hemen bütün oyuncular
rollerinde oldukça başarılılar.
Alternatif tedaviye vurguyla başlayan filmde Doctor Strange
ölümle burun buruna kaldığında Doğunun tedavisine sığınmayıp Batının modern
hastanesine anında elde ettiği ateş çemberiyle ulaşır ve tedavisi burada
gerçekleşir.
Filmin sonunda parmaklarının sağlığına kavuşması beklenen
Doctor Strange’in buna ulaşamadığı vurgu yapılarak modern tıbba göre alternatif
spiritüel tedavinin çağre olmadığı adeta modern tıbbın alternatifsizliği dile
getirilmektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder